Geldi bahar ayları gevşer gönül yayları.Şubat da bitmek üzere.Bahara tam girmeden yapılacaklar listeme dolabımı yenileme isteğiyle başladım tabii ki.O dolap yenilenmezse bu ruh ta yenilenmez :)
Hemen kredi kartlarınıza saldırıp ne bulduysak almıyoruz sakin.Önce o dolapta ne var ne yok yere atın.Atın atın.Şimdi teker teker elinize alıp bakın ve şu 3 soruyu sorun her parçaya;

-Bunu en son ne zaman giydim?
-Bunu bir daha nerde giyerim?
-Bunu neler ile kombinleyebilirim?

Bu 3 sorudan ikisine bile kem küm ediyorsanız o parçayı alıp net bir ışık altında hatta gün şığının yoğun olduğu bir odada (bence üşenmezseniz üzerinize giyin ) askı üzerinde kaliteli fotolarını çekin.

Sonrasında Gardrops yada Modacruz üzerinden satışa sunun.İkinci el ürünlerinizi hızlıca elinizden çıkarabileceğiniz en kaliteli 2 uygulama.Geçen yaz neredeyse hiç dışardan alışveriş yapmadım.Mağazalarda baktığım ve fiyatı yüksek olan aradığım parçaları bile ucuza buralarda bulmam mümkün oldu.

Günlük hayatımda neler giydiğime baktım ve artık eskisi kadar renkli giyinmeyi sevmediğimi farkettim.Soft renkler beni huzurlu kılıyor.Üzerimde ne kadar karmaşa varsa bende o kadar karmaşık olmaya başlıyorum.Kesinlikle o gün giydiğimiz şey olacakları ve ruh halimizi etkiliyor.Şimdi giymediğim ne varsa hepsini ayrıştırıp yukarıda ki kadar sade ve yeterli olacak sayıda kaliteli parçalar ile bahar dolabımı hazırlayacağım.Sattığım ürünlerden gelen nakit ile de ihtiyacım olanlara harcama yapabileceğim.Ufak bir tavsiye bu tarz uygulamalarda sırf bir ürüne siz 100 lr verdiniz diye onu 100 lr dan satmaya kalkmayın.Özellikle de kullanılmış parçalarınızı.İstediğiniz kadar az kullanmış olun ama burada ki mantık hem sizin dolabınızda yer açılması hemde bu parçaları elinizden çıkarırken size ufakta olsa bir gelir sağlaması.Beni Modacruzda minimalatak adı ile Gardrops ta ise minimatik olarak takip edebilirsiniz.Siz dolabınızda bahar için nasıl değişiklikler yapacaksınız fikirlenizi yorumlardan paylaşın bakiim !! xoxo 
Oturduğunuz yerden şöyle bi etrafınıza bakın bakalım neler var?Gözünüzü kaşındıran bi sürü ıvır zıvır dolu dimi :( Yaşadığımız alanlar da,kafalarımızın içi de fazlalıklarla dolu.Bu yükü hissettiğimden beri ne olduğunu bilemediğim bi arayış içindeydim.
Daha sonra çektiğim fotoğraflarda da yoğunluktan sadeliğe kaçıp ,detaylara inmeye başladığımda fotoğrafta minimalizimden yaşamda minimalizime kadar uzanan bir araştırmaya gittim.
Sonuç olarak aradığım şeyin bu olduğunu farkettim.Sadeleşmek.

Fotoğraf çekmeye başladığım ve eğitimini aldığım dönem içinde hiç bu işi profesyonel yapmayı düşünmedim,hala da düşünmüyorum.Zoraki konseptler bana göre değil.Bu fotoğrafın bi amacı var mı diye sorarsanız hayır.Tamda sevdiğim şey bu aslında.Sadece orda olması ve oraya yakışması ve sağladığı sade uyum beni görsel açıdan yeterince mutlu ediyor.Yani gördüğümüz hiç bir şey,tanıdığımız hiç bir insan zaten bütünü ile bakıldığında 4 4 lük değil.Onları güzelleştiren sevmememizi sağlayan şey detaylarında ki güzellik.Bütün baktığımız zaman illa ki bir kusur yakalarız.

Hiçbirimiz bu hayata minimalist bakış açısı ile gelmedik.Kendimize yakıştırdığımız etiketler her ne ise hepsi sonradan yakaladığımız noktalar.İlla ki bişey olmak zorunda değilsiniz sadece sadeleşmeye giderek gözümüzü gönlümüzü biraz daha açıp,maddiyattan maneviyata her konuda daha bilinçli ve  modern bireyler olabiliriz diye düşünüyorum ve ilk yazımı kısa kesip şu resmiyeti atmak istiyorum biran önce üstümüzden.
İlk kim okur bu yazıyı bilmiyorum ama yorumlarınızı bekliyorum.Merak ettikleriniz neler,siz nasıl bulaştınız bu minimalizm denen akıma paylaşın benimle hadi bakalım! xoxo